7 Ekim 2008 Salı

tuti-i mucize guyem ne desem laf değil...


tuti-i mu’cize-guyem ne desem laf değil

çerh ile söyleşemem ayinesi saf değil
mucizeler söyleyen bir papağanım, ne desem laf değil
dünya ile söyleşemem, aynası saf değil


ah ehl-i dildir diyemem sinesi saf olmayana

ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil

ehl-i dildir (Gönül ehli. Mâneviyata çok kıymet veren, kalben Cenab-ı Hakk'a çok yakınlık hissedip çok hikmetlerden anlayan zât)diyemem kalbi temiz olmayana
ehl-i dil birbirini bilmemek insaf degil

yine endişe bilür kadr-i dür-i güfarım

rüzgar ise deni dehr ise sarraf değil



girdi miftah-i der-igenc-i maani elime

aleme bezl-i güher eylesem itlaf değil



levh-i mahfuz-i sühandir dil-i pak-i nef’i

tab’-i yaran gibi dükkançe-i sahhaf değil



beli yarim beli dost beli mirim beli dost beli ömrüm beli dost...



güfte: Nef'i Ömer Efendi

beste: Buhurizade Mustafa Itrî


şurada Osmanlıca-Türkce bir sözlük var merakı olan devamını da anlamaya çalısabilir. Ben yine üşendim...

Uyandığımdan beri aklımda bu... Döne döne bu gazel'i dinliyorum bugün... Bülent Ersoy'dan, Zeki Müren'den, Zekai Tunca'dan, Barış Manço'dan, Eliz Avaroğlu'ndan... Dinliyorum da dinliyorum...

Neden yazmıyorum, yazamıyorum? Neden tatil fotoğraflarımızın içinde kaybolup kendimizi çok açık etmeyecek birkaç taneyi burada paylaşmıyorum? Neden neşeyle ya da hüzünle yaptıklarımı, İstanbul'da yaşadıklarımı anlatmıyorum? Neden elim gitmiyor hiçbir şeye? Neden?
Bekliyorum birileri tercüman olsun hislerime diye, yine tembelim...
Ve bu gazel
Ve Ayca'nin bugünkü köse yazısı gelsin, belki sonra dökülürüm.

Belki sonra Pippa Bacca'nin ailesinin, kizlarına tecavüz eden ve öldüren adam hakkında acımasız konuştuklarını düşündükleri icin cani'nin ailesinden özür dilemek niyetinde olmalarınin altındaki o derin insaniyeti anlamaya çalışabilirim...

Belki bir ara kabul etmek istemesek de 'neredeyse' hepimizin gizli faşist ruhlu yaratıklar olduğunu herkese kabul ettirecek argümanlar bulup önümüze koyabilirim.
Koşulsuz sevgi denen (eskiden saçma bulduğum ama şimdi değerini ve derinliğini anladığım) şeyin ne kadar önemli oldugunu anlatmaya çalışabilir, 'barış' kelimesinin içini boşaltmayın ne olur diye yalvarabilirim herkese.
Dünyada, evrende, bizim gibi olan, olmayan, herkese, her şeye kapımızı açabildiğimiz, anlamak istedigimiz, anlayabildiğimiz kadar yaklaşıyoruz aslında 'insan' olmaya ve bir kalp taşıyor olmaya layık oluyoruz. Hislerimiz bir tek şeye karşı bile (ne olduğu hic önemli değil) 'nefret ve kin' içeriyorsa daha hiç yol katetmemişiz demektir...

3 yorum:

nilly dedi ki...

Bende dun aksam bu sarkiyi dinleyip hicbirsey anlamadim dersem inanir misin acaba? Kardesim bir arkadindan MP3yuklemis ve dun uykum gelsin diye bir yandan Free Cell oynayip bir yandan Baris Manco dinliyordum. Uzun zaman sonra onun sarkilarini duymak garibime gitmisti. Parcalarinin isimlerinin ve sozlerinin bircok sanatciya gore ne kadar farkli olduklarini farkettim yeniden.

Brajeshwari dedi ki...

Merhaba
fotograflarını görmeyi, tatilini, anlamaya çalıştıklarını, barışı,sevgiyi, insan olmayı....hepsini okumak istediğimi söylesem senden...

B5 dedi ki...

Aklin ne ile mesgulse o olursun gibi bir seye geliyor :) Dogru :)

Bu papaganli kelimelerin bu kadar dusunur edasinda yazildigini bilmiyordum. Youtube'dan dinleyesim geldi. Bakiyorum hemen. Bu ilk iki satir karikaturistlerin surekli kullandiklari idi, cok cok kucukken de ilk Girgir"dan falan okudugumu hatirliyorum. Bilmem hatirlar misin...

Sen yazmaya devam et, gerisi gelir :)