16 Mayıs 2008 Cuma

Hehe Ayca'nin yorumundan sonra anladim ki, bilek burkma konusuyla sabah yaptirdigim testlerin hikayeleri birbirine karismis azicik. Tabi ki buna yeterli aciklamada bulunmadigim icin ben sebep olmusum.
Uzatmam lazim her basladigim hikayeyi degil mi, bu günler böyle günler, acim yazmaya malûm :)

Önümüzdeki pazar günü bilegimi burkmamin üzerinden tam 3 hafta gecmis olacak, zaman ne hizli akiyor...
Gecen haftanin sonlarina dogru, bandajlari cikarmamak kaydiyla degnekleri attim. Ve hatta aksam yapilan dansli, müzikli nikah eglencesinde tepine tepine oynadim. Evet, resmen tepine tepine oynadim. Özlemisim ne yapayim. Ne aci hissettim ne de baska bir rahatsizlik. Hissetmedikce daha da abarttim tepinmeyi tabi. Ertesi gün kalktigimda bilegimde fazladan hafif bir sislik ve sizi vardi ama önemsemedim.

Bu arada giderken THY'nin tekerlekli sandalye ve ucaga kadar görevli esliginde götürülme hizmetini kullanmistim. Amanin ne güzel bir uygulamaymis. THY bilet kesme masasindan bir alindim, ucagin icine kadar prensesler gibi tasindim. Ne esya tasimak, ne pasaportta ne de güvenlik kontrolünde sira beklemek! Öncelikli olarak gecirildim heryerden. Ucaga da herkesten önce ben girdim :)
Istanbul'a varista yine ayni sekilde dis kapiya kadar tasindim. Ama ucaktan en son ben ciktim :)

Bu durumdan son kez istifade etme hakkimi kullanmaya karar verdim dönüste de. Bu sefer yanimda esim de vardi ve güvenlik ve pasaport kontrollerinden siraya girmeden gecme lüksünü ona bir kez olsun yasatmaliydim :) Bilegim hala sargiliydi zaten, attigim degnekleri de tekrar elime aldim vee görev tamam! :)
Yine gerekli bilgileri verdik ve tekerlekli sandalye ve bir görevli esliginde Hamburg havaalaninin cikis kapisindan gecip taksiye binene kadar hoslandik, beslendik :)

Bugün, bu yazinin diger konusu olan testleri yaptirmaya giderken, söyle oldu: Tren istasyonda durmak üzereyken kapilari acan mekanizmaya elimi attim, ve sanki bilegim hiic burkulmamis, iki hafta koltuk degnekleriyle gezmemisim gibi, eski günlerdeki demet'i aratmamacasina ceylan gibi sekerek sol ayagimin üzerine tren'den perona atladim. Atlamamla aaggghhhh! demem ve kendime küfürler saydirmam bir oldu. Aptal kafa ben, yine ayagimin halini unutmustum.
Degnekleri biraktigim icin böyle oldu farkindayim. Eger elimde degneklerim olsaydi, ister istemez yürümeme, adimlarima dikkat etmek zorunda kaliyorum ve durumumu unutmak gibi bir gaflete düsmüyorum... Böyleyken böyle.

Ayin 22'sinde yani haftaya persembe günü, büyük sinavdan önce halletmem gereken 2 haftalik orientierungskurs'um basliyor. Umarim o güne kadar biraz daha iyilesmis olurum.

Gelelim neden test yaptirdigima. Bir süredir problem yasiyorum. Mide mi, karaciger mi, safra kesesi mi oldugunu bir türlü tam olarak anlayamadigim gögüs ve göbek arasinda kalan bölgede bir seyler oluyor bazen. Genellikle aksam saatlerine denk geliyor. Sözünü ettigim bölgede agrilarin geliyor oldugunu hissediyorum bir sekilde, ve hatta 'geliyor' diye ifade ediyorum bunu... Midem sisiyor kocaman oluyor, ve ayni bölgede ifade etmesi, tanimlamasi cok zor bir agri/sanci cekiyorum. Kresendo misali ufaciktan basliyor, büyüyor, büyüyor, tepeye variyor, uzun saatler ayni seviyede kaliyor ve sonra yine azalarak tükeniyor. Ve beni de tüketiyor. Bazen 2-3 saat, bazen 8-9 saat sürüyor.
Ilk zamanlar cok üstünde durmak istememistim. Bazi zamanlar sinirsel oldugunu düsünüyordum bazi zamanlarda da (cok gazli yiyecekler yedikten sonraya denk gelirse) gaz sancisi... Periyodu da bazen ayda bir bazen belki daha uzun bir arayla gerceklesiyordu. Endise edip doktora gitme kararini alana kadar araya zaman giriyor, tekrarlamamasinin verdigi rahatlikla hep erteliyordum.
Hamburg'a gelene kadar doktorlarla aram pek hos degildi yani. SIk sIk hastalanan bir insan olmadigim icin alisik da degildim.

Neyse burada da düzenli bir sekilde krizler ayda bir gelmeye baslayinca arastirmaya karar verdik. Tetkiklere de Istanbul'a gidisimizden bir süre önce baslandi.
Ilk tetkik ultrason oldu. Safra kesemde cok kücük birkac tas gördü doktor.
Takip tetkikleri de bugün baslayan, pazartesi ve sali günleri de tekrarlanacak olan Atemtest denen testler. Bunlarla da sindirim sistemimin süt ürünlerine, sekere, ya da karbonhidrat'a tepkili olup olmadigina bakilacak sanirim.
Mesela bugünkü tetkikte süt ürünlerine tepki gösterdigim cikti, degerler yüksekti. Bakalim digerleri ne söyleyecek...

Böyleyken böyle, yazdigim iyi oldu aslinda, belge gibi dursun bunlar da bir kenarda. Uzattim yine lafi ama :)

Saglik yoksa, nefes yoksa hicbir sey yok, biz de yokuz... Doktor korkusuymus filan umursamiyorum artik. Yeter ki sagligim yerinde olsun. Tanrim herkese saglik, hastalara sifa versin...

Daha nikah ve Istanbul anilari var, daha arnavutköy'deki yavru yunuslar var onlara da bilahare baslayacagimdir :)

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok geçmiş olsun. Umarım en kısa sürede iyileşirsin. Ayrıca umarım iyi bir doktora düşersin. Zİra annemden biliyorum Alman doktorların kasap gibi olduğunu.

Demet dedi ki...

Moral vermen iyi oldu evrensel yasam! :)
bi arkadas vardi eski calistigim yerde, biryerimiz agrisa bizim bilmemkim vardi onun da orasi agriyordu iki aya kalmadi rahmetli oldu derdi ve bitirirdi olayi orada yani. Onu hatirlattin bana :)
iyi düsünelim iyi olsun...

Adsız dedi ki...

Ben uyarmak istemiştim sadece amacım moral bozmak değil di tabiki. Pek çok kişi Avrupalı doktorların iyi olduğunu düşünür nedense...Hatırlatmak istedim sadece.