18 Nisan 2008 Cuma

enerjilendigimiz (:) yogali aksam hakkinda, biraz daha detay ve kücük bir itiraf

Yaban'in asagidaki yazima yaptigi yorumun sonundaki iki nokta, beni bu konu uzerine bir kac satir daha yazmak konusunda itekledi. Nedense insan kendini bilince, kendinden emin olunca (daha acik soylemek gerekirse, kandirilmayacagindan emin olunca) her zaman cok detaya girmeye lüzum görmeyebiliyor, ya da etrafta kendisini örnek alabilecek birileri olup olmadigina dikkat etmeyebiliyor.

Fakat kendime sürekli hatirlatmam lazim ki, burasi bir blog. Bu sayfalari okuyanlarin sayisi benim kim oldugunu bildigim bir kac blogdasimdan daha fazla.
Kimler okuyor, burada yazilanlardan nasil etkileniyor bilemiyorum.

Bu yüzden, gittigimiz ve katildigimiz bu seminer hakkinda daha detayli yazmak ve eksilerini artilarini ortaya dokmek durumundayim. Kilo verme yöntemlerim gibi bizzat deneyip arkasinda durdugum bir sey olmadigi icin, 'cok guzeldi', 'ilgincti', 'rahatladim' gibi cümleler kurmanin haricinde baska gozlemlerimi de belirtmeliyim.

Bir sey daha ögrendim iste... Insan her durumda tecrube etmeden öngörebilme yetisine sahip olamiyor.

Pufff hic bahsetmeseydim keske, simdi de neresinden baslasam useniyorum, ve de sIkILdIm :)))

Baslayalim:

Bu el ilanlarini posta kutumda bulmadan önce de (senelerdir) sahaja yoga diye bir topluluk duyardim. Hatta bu ögretinin kurucusu Nirmala Devi bir zamanlar Istanbul'a gelmisti de kücük bir ilgi kiyameti kopmustu. Basindan, TV kanallarindan takip etmistim.
Bu nedenle, altta fotografini koydugum teyze gelecek zannederek, esime ilginc olabilecegini, bir gidip bakabilecegimizi söyledim. Dün aksam baslama saatinden yarim saat önce evden ciktik ve atolye calismasinin yapilacagi adrese gittik.

Ne yalan söyleyeyim, gittigimizde mekanin kapisinin önünde yüzlerce insan olacagini zannediyordum, kapidan iceri girip giremeyecegimizden bile emin degildim ama icten ice kendi kendime pazarlik yapiyordum, kapiya yakin bir yere otururduk ve sIkILIrsak cikardik hemen :)

Mekana vardigimizda söz konusu yerin, mütevazi bir tiyatro salonu oldugunu anladim. Hatta seminer tiyatro salonunda da degil, atölyemsi bir bölümde yapilacakti. Seminerin baslamasina 15 dk vardi ama ortalikta bizden baska kimsecikler yoktu.

Birkac dakika icinde bir araba durdu ve icinden yaslica bir beyle, orta yasli bir hanim indiler. Bagajdan cantalarini aldilar, mekanin kapisini actilar ve iceri girdiler.
Biz de soralim bari dedik, olay burda mi? degil mi? iptal mi oldu? ne oldu? :)))

Esim kapidan kafasini uzatip sordu (benim yüzümden cektigine bakin canimin ya), ve dogru yerde oldugumuz bilgisini aldi. Iceri girin dediler bize.

Kapidan girdik ama esas salona girmek icin ayakkabilarimizi cikarmamiz gerektigini söylediler. Böylece yer ile daha birebir temas kurabilecekmisiz...

Bu arada farkettik ki, Nirmala Devi'nin geldigi filan yok, muhtemelen geliyor olsa kirmizi hali filan serilmis olurdu yollarina...

Iceri girip ayakkabilarimizi cikardik, bay ve bayan'in hazirlamakta olduklari salonda kendimize iki sandalyecik bulduk ve oturduk. Ayaklarimizda incecik coraplar vardi, ve donmaya baslamistik bile.

Sandalyeler yarim daire seklinde dizildi... Isiklar azaltildi ve ortam los bir görünüme girdi.
Tam karsimiza gelecek yere ortaya kucuk bir masa koydular, masanin üzerine hint isi güllü dalli bir örtü serdiler, söz konusu kurucu kadinin cercevelenmis bir fotografini koydular. Masayi hazirlayan bayan bir bezin uzerine ozel bir sivi doktu ve sonra bu bezle cerceveyi camini oksar gibi sildi. Önüne yanan bir mum koydu, ve bir vazo da beyaz gül...
Sonra törensi hareketlerle bir tütsü yakti onu ortamda gezindirdikten sonra masanin üstündeki yerine birakti ve oturdu.

Bu sirada 5-6 kisi daha geldi ve toplamda 8-9 kisi olduk. Baktik ki herkes birbirini taniyor ve selamlasiyor. Megersem dün aksamki, birkac haftadir devam eden bir seminerler zincirinin sonuncusuymus.

Ben esime dönüp dedim ki, ''kagidin üstünde 'eintritt frei' yaziyordu ama ya para isterlerse bizden simdi?'' :)))
O da cok cingöz bir soru sordu ordaki bey'e: Eintritt frei yaziyordu ama nasil finanse ediyorsunuz? gibi bir soruydu bu...
Yasli adam, dogustan sahip oldugumuz bir hak icin kimsenin bizden para isteyemeyecegi gibi kisa ve cok tatmin edici olmayan bir aciklama yapti.

Biz de üzümünü yiyip bagini sormamaya karar verdik, en azindan o an icin...

Yasli adamin ya da diger bayanin anlatici olacagini tahmin etmistim ama bu tahminimde de yanildim. Herkes sandalyelerde yerini aldiktan sonra hafif göbekli ve orta yasli baska bir adam geldi ve anlatmaya basladi.

Aslinda gece boyunca tüm yapilan, panoya asilan bir resim üzerinde bedendeki cakra noktalarini göstermek, bu cakra noktalarinin ilgili olduklari organlari ve hangi yetilerimizi ifade ettiklerini aciklamak ve bu cakralarin enerjilerini meditasyon yoluyla duzenleyip, akislarini daha saglikli hale getirmek üzerine yapilan bir calismaydi.
Cakra noktalarimiza ellerimizi koyarak (kök cakrayi elletmediler, ikinciden baslattilar:)), hocanin ve senelerdir bu isi yapanlarin söyledigi müzikli mantralar esliginde gözlerimiz kapali yogunlasma calismasi yaptik.

Vallahi üsüyordum sicacik oldum, avuc iclerimde karincalanma hissettim, sanki bedenimin dis kenarlari disa disa cekiliyor gibi oldu. Benim icin en güzeli, bu meditasyon aninda tüm düsüncelerimden, kafami yoran problemlerden, günlük hayatin detaylarindan tamamen uzaklasmak oldu. O kadar garipti ki icim bosalmis gibi hissediyordum...

Garipsedigim tek bir an oldu, gögüs üzerinde bulunan kalp cakraya gelindiginde söylenen mantrada Hz.Isa'nin ve Meryem'in isimleri gecti... Allah allaaahh dedim icimden, nasil yani? :)

Eve döndügümüzde esime sordum dogru duymusum. Bir anlam veremedik. Yoga felsefesi hristiyanlik dininden ve hatta tüm dinlerden cok cok eskiydi. Ayrica bir din degildi. Her hangi bir dinle baglanti kurulmasi da abuktu.

Bugün ise Nirmala Devi hakkinda bir seylere bakinirken, her buldugum kaynakta hristiyan bir ailenin cocugu olarak dogdugu notunu gordum...

Simdi, artik sonuclandirayim, zira saclarimi boyadim, birazdan esim isten donecek ve ben hala camur gibi simsiyah bir kafayla sakur sukur pc basindayim :))

Para talep etmiyorlar, zorla bir yere kayit ettirmiyorlar, özel hic bir bilgimizi istemediler. Bu durumda elle tutulur bir zarar görmeyecegimiz asikâr.
Fakat benim kendimi koruyabilecek biri olmam, herkesin böyle oldugu anlamina gelmiyor, bu ziyaretler sIklasIrsa, sonucunda nasil gelismeler yasanabilecegi bilgisine sahip degilim. Bu nedenle bu sayfayi okuyanlari en azindan bu acidan uyarmayi kendime görev bildim.

Ben ilginc bir deneyim yasadim, ve bitti :))) Tekrar ayni seyi merak edecegimi sanmiyorum. Belki degisik bir seyler olursa, yine gözlemlemek adina katilabilirim. Bunun disinda en güvenlisi yogayi da felsefesini de kendi bildigim gibi calismam olacaktir.

Sevgiler, saygilar efenim, basinizi agrittiysam özür dilerim...

2 yorum:

yaban dedi ki...

ayy canim benim ya, kusura bakma,
bilsem o iki noktayi hic koymazdim,,
sen cok sorumlu bir vatandassin,
sevgiler, zahmetin icin tesekkurler,

-bu tipki `yoga semineri kullanma kilavuzu` gibi olmus, :)

Demet dedi ki...

hihi yoga semineri kullanma kilavuzu :)
bence burada yazdigimiz her seye karsi sorumluluk hissetmemiz gerekiyor. Bir de tabi herseyden öte, kendimi dogru anlatabilme kaygisi tasiyorum :)