28 Mart 2008 Cuma

Bilmiyorlar...

Insan bildikce, ögrendikce ne kadar az bildigini farkeder ya... Bilginin ögrenmenin sinirlarini göremedikce, ucunu kacirinca isin, kendi acziyeti karsisinda bi durur düsünür ya...

Ülkemde her sey yarim yamalak yapiyor, nedendir? Herkes kendisinin cok bildigini saniyor nedendir?

Icime sinmedi, Dünya Tiyatro Günü'nde bu senenin bildirilerini koyup da gecmek...

Tiyatro sanati devletten destek görmüyormus, yeterince iyi dekorlar, kostümler, ses/efekt ve isik düzeni icin, adam gibi prodüksiyonlar icin coook para lazimmis, o da onlarda yokmus...
Yalan, külliyen yalan!
Neden görüntü derdì? Neden cogunca, bir seyin nasil oldugu degil, nasil göründügü önemli?

Bi tarafiniz yemiyorsa benim gibi, yani yari ac yari tok yasama özgürlügünü sececek bir pozisyonda degilseniz, hayatî yasamsal sorumluluklariniz varsa, birakin zaten bu hayalin pesini, gidip tekstil isiyle ugrasin, muhasebeci olun, bankaci olun, pazarlamaci olun, ne bileyim baska bir sey olun iste.

Ama yok, ben tiyatro yapacagim diyorsaniz azla yetinmeyi bilin, bininci kez pisirip seyirci önüne koymayin, lisan ögrenin, dünyanin baska yerlerinde neler yapiliyor bilin, merakli olun...
Cagdas tiyatro yazarlarini taniyin ve onlarin oyunlarini takip edin. Cevirisini yapip dilimize kazandirin, sahneleyin, oynayin... Sokakta, vapurda, otobüste, borcuna kiralanmis kücücük bir sahnede... Oynayin... Yapin bunu. Kalan zamanlarinizda atki mi örüp satarsiniz, garsonluk mu yaparsiniz bilemem. Ama isiniz gücünüz tiyatro olsun...

Bu da benim bu seneki Dünya Tiyatro Günü bildirim olsun...

10 yorum:

nilly dedi ki...

Ben hic festival zamani gezemedim tiyatrolari :( Ama bir oyuna, bir bale gosterisine gitmek icin hic bir zaman arkadaslarimin zaman ayarlayip, keyfi gelmesini de beklemedim. Seyretmek isteyince, bileti bulunca gittim. Bence tiyatro cok keyifli. Keske daha cok vakit ayirip, daha cok takip edip daha cok gidebilseymisim.

zeynep dedi ki...

Valla Demetciğim ben sana katılmıyorum. Dediğin gibi kolay olsaydı hayat biz de tiyatro yapar boş zamanlarımızda atkı örüp garsonluk yapardık. Niye yapmadık bir düşün bakalım. Değer görmeyen bir işi kim yapmak ister. Hem emeğinin karşılığını almayacaksın hem de üç kuruş maaşınla lisan kursuna, yabancı ülke festivallerini gideceksin. Ne ala memleket.Hem kiranı ödeyecek paran olmasın hem de sen sabahlara kadar oyun okuyup çeviri yap. Olmuyor işte öyle para kazanmak için sabaha kadar dizi setlerinde takılıyorlar. Ondan sonra da anca eve gelip yatıyorlar. Bak senin elinde koca bir diploman ve üstüne şimdi bolca zamanın var. Bugüne kadar hayat koşuşturması içinde tiyatro için bir şey yapamadın peki şimdi napıyorsun? Diyeceğim o ki herşey kişiler bazında bitmiyor. Devlet devlet olsun eğitim versin, bütçe ayırsın, teşvik etsin.

Demet dedi ki...

Aah ahh festival deme bana Nilly, Bu seneki tiyatro festivali (benim icin) cok ters bir zamana denk geliyor ve ben 12 yil takip ettigim bu festivale bu sene cok uzaklardan bakacagim:(
Buna cok üzülmekle birlikte careler ariyorum bu günlerde...

ayçobanı dedi ki...

Bir kac konservatuar mezunu tiyatrocu arkadasim var. Bir tanesi, diziler, film derken tiyatrodan cok uzaga aldi götürdü!! Su an ismini TR'de bilmeyen yok saniyorum, hayran kitle desen girla. Cok merak ediyorum ne oldu tiyatro askina?? yenik mi düstü acaba paraya, ya da nama??!!

Demet dedi ki...

Zeynom dövseydin :)
Yahu ben tiyatrocu degilim ki bana simdi ne yaptigimin hesabini soruyorsun. Ben belirttigim nedenlerden dolayi yolumu farkli cizdim, tekstilci oldum biliyorsunuz, yapmayin etmeyin :)

Ayrica 'kolay olsaydi hayat...' diye bir sey yok! Hayat kimse icin kolay degil.

Secim meselesi ve bu ise bas koymak meselesi. Eskiden bunu yapan insanlar vardi, zor kosullarda sanatini icra edenler... simdi pek yok... Dedigim buydu canim.

Demet dedi ki...

Ayca'cim bir cok tiyatrocunun durumu bu artik. Para tatli geliyor. Düsünebiliyor musun dizi basina onmilyarlarca para aliyorlar (bas rol ayarindaki oyuncular)
Dizilerden kazandigini tiyatroya yatiran oyuncular da oldugunu duyuyor ve seviniyorum bazen ama... Malesef Türkiye'de sirf tiyatro degil, hemen hemen tüm sanat dallari ayni katilin kurbanlari oluyorlar...
Yapilanlarin üstüne yeni bir sey koyan yok...

zeynep dedi ki...

Sen oyuncular bazında mı konuştun ki. Tiyatro bir bütün. Asıl bu ülkede tiyatro yazarı yetişmiyor, tiyatro eleştirmeni yetişmiyor, dramaturg yetişmiyor. Neden sence? Çünkü paranın da ötesinde düşünce özgürlüğü bile yok bu memlekette. Günlerdir youtube mahkeme kararıyla kapalıydı biliyor musun. Neden Atatürkle ilgili videolar varmış. Hala insanlar düşünce suçundan içeriye atılıyorlar bu memlekette. Hayati yaşamsal sorumluluklarınız varsa bırakın bu hayalin peşini demişsin ya ben aslında en çok ona takıldım. Öyle olsaydı sadece kalburüstü bir iş olurdu tiyatro, zenginlerin yaptığı. Yani kimin yok ki yaşamsal sorumlulukları. benim tanıdığım herkesin var:)

Demet dedi ki...

Türkiyede yazar yetisiyor mu ki tiyatro oyun yazari yetissin? Bu donanim, yazma yetenegi ve de istegi ile alakali bir durum. Ve tiyatronun prodüksiyonunu yapmaktan cok daha az zahmetli ve masrafsiz? Yazan yok ki :)
Yazmak, her kosulda yapilabilir oysa ki...
Hayati sorumluluklar konusuna gelince, sen beni pek anlayamamissin zeynebim ama ben de buradan daha fazla anlatamayacagim... :)

zeynep dedi ki...

Niye ya :( İlk defa blog blog gibi oldu bir yazı tartışma konusu açtı.Yani günlük olmaktan çıktı. Foruma dönüştü...

Demet dedi ki...

ahahahah forum :))) o halde acalim ayri bir forum, yapalim acik oturum :))
bloglar blog kaldiklari sürece blogdurlar derim ben de :)))