22 Eylül 2007 Cumartesi

Kitaplar... Kitaplar... Kitaplar...

Dün sözünü ettigimiz birkac katli kitap magazasina giderken, kocam 'bak simdi seni nereye götürecegim' dedi. Merakla yürümeye ba$ladim.

Berlin'in ortasindan gecen Spree Nehri'nin üzerindeki köprüye geldigimizde karsimda 'Berliner Ensemble'i gördüm. Nedendir bilmem, gözlerimden sicim gibi ya$ geldi. Yillardir derslerde konu ettigimiz, konustugumuz, oyunlarini okudugumuz Bertolt Brecht'in kurdugu toplulugun mekanina bakiyordum. O kadar görkemliydi ki... Etkilenmemek mümkün degildi.

Hemen bahcesine dogru yürüdük. Brecht'in kocaman heykeli bahcede bir platform üstünde oturuyordu. Hemen yancagizina ili$ip cep telefonumla bir fotografini cektik. :)

Kapida icerideki gi$eye kadar uzanan bir sira vardi, insanlar bekliyordu. Iceri girdik, Istanbul'daki arkadaslarim ve kendim icin ce$itli bro$ürler, aylara göre programlar vs. aldim.

Bir de bakarim ki; gece Robert Wilson'in sahneye koydugu 'Üc Kuru$luk Opera'nin prömiyeri varmi$. Hemen davranip gi$eye gittik ve bilet almak istedik. Gi$edeki kadin acikli bir gülü$ atti bize ve dedi ki: ''Biletler coktan tükendi, sirada gördügünüz insanlar da biletini alip da gelemeyenler olursa onlarin yerlerini almak icin bekliyorlar''...

Bir sonraki Berlin'e gelecegimiz gün belli olur olmaz, ilk i$imiz orada bir oyun izleyebilmek icin bilet satin almak olacak.
:)

Berliner Ensemble'i görmü$ olmanin verdigi mutluluk ve oyuna giremeyecek olmanin verdigi hüzünle kari$ik 'aman canim zaten buraya oyun izleyelim diye gelmemistik' diyerek (polyanna'cilik oynayarak bir nevi) asil rotamiza dogru yol aldik.

Katlar boyu kitap demi$tim ya, oraya gittik. Kendimi yine kaybettim sayin seyirciler :)
3 ya da 4 kat dü$ünün ama ikiz bina gibi yani ortanin hem saginda hem solunda bu katlarin ciktigini dü$ünün... Inanilmaz cok kategori... Hepsinin cicigi cikmis durumda. Herhangi bir konuyla ilgili aradiginiz bir kitap varsa yüzlerce alternatifini de bulacaginizdan emin olabilirsiniz.

Tiyatro kitaplarinin oldugu bölüme gittigimde, kocama $u soruyu sormak zorunda kaldim: ''Ben kursa ba$ladiktan ne kadar zaman sonra almanca kitap okumaya ba$layabilecegim?''
:)

Önceligim alman dilini ögrenmek oldugu icin kendime almanca-türkce bir sözlük satin aldim ama mümkün oldugu kadar cabuk bir süre icinde almanca kitaplar da okumaya ba$lamak icin kendime söz verdim.

Dönüste mexican bir cafe'de birer bira lüplettik ve eve dönüs yoluna ciktik. Ama karnimiz acikti ve ne yiyelim diye dü$ünmeye ba$ladik. Ben yine her zamanki gibi can cin con diye tutturdum ve bizim evin sokagina dönmeden önceki cadde üzerinde bulunan cin restaurant'ina girdik.

Sevgili esim ördekli, sebzeli noodle aldi ben de noodle'in basinda 'glass' yazdigini farketmeden sebzeli ve tavuklusunu istedim :)

aaaa tabak önüme bi geldi, bizim noodle'lar seffaf :) böylesini hic yememi$tim deneyeyim bari dedim. Ama bir problemim daha vardi. Her zamanki yedigim seyi farketmeden degistirmis oldugum icin, yeni gelen yemegin icindeki bazi 'sey'lerin ne oldugunu cozemedim. Hatta bazilarinin tadi cok yabanci geldi ve cikardim tabagimdan (secerek yemeye cali$tim).

Restaurant'dan cikip kö$eyi döndügümüzde midemde kasilmalar olmaya basladi, bi gaz bi gaz sormayin :) ''M.'le dalga gece gece böyle oldun, müstahaktir sana'' dedim icinden.
Gece olacaklardan kaci$ yoktu orasi kesindi, bu yüzden pe$in pe$in özür diledim kocacigimdan, sonrasi bütün gece 'ver coskuyu!' durumu tabi :) hihihihih! Bir daha uzun bir süre cin restaurant'ina gitmem dedim... :)

Berlin'in tarihi gercekten cok etkileyici, küf kokuyor filan dedim ama burada da zaman gecirdikce cok sevmeye ba$ladim. Uzerine bir$eyler bulup okuyup, internette biraz ara$tirma yapip bilgi sahibi olmak istiyorum.

Bugünü temizlik ve ev toparlama günümüz ilan ettik. Geleli alt tarafi 3 gece 3 gün oldu, ev sava$ alani gibi :) Atilacak da ne cok $ey varmis meger, hazir hafta sonunu burada geciriyorken giriselim $u i$e dedik. Kolilerimiz geliyor birazdan biz de i$e giri$iyoruz.

Artik yorulmamizin acisini bakalim bu ak$am nerelerde cikaracagiz? :)

Hiç yorum yok: