Sabahlari 07:45'de kalkiyoruz. Geceden kocama nasil bir kahvalti yapmak istedigini sormu$ oldugum icin ne hazirlayacagimi du$unmek zorlugu yok :) Güzel birer sandvic, ya da yumurta (bazen tavada bazen haslanmis) bazen nutellali ya da recelli ekmek, bazen sofrada ek olarak paprika, maydonoz ya da taze nane oluyor ce$it olsun saglik olsun falan filan diye ve yaninda kahve :)
Kahvaltidan sonra kocam i$ kiyafetlerini giyiyor, ben de spor kiyafetlerimi giyiyorum.
Sirt cantama hamburg yol haritasi, pasaport fotokopim, para (bunlar simdilik yanima almadan disari cikmamam gereken seyler), anahtar, kitap (Paul Auster_Brooklyn Cilginliklari), soguktan dudaklar catlamasin diye surulen o zimbirtidan koyuyorum.
Birlikte evden cikiyoruz, o'nu tren istasyonuna birakip (istasyon bizim eve 3 dakika mesafede) yola koyuluyorum. Genis bir yay cizip (bizim sokagin sonunda baslayan) kanal yolunun kenarina geliyorum. Kanal solumda kalinca, genis bir yol var. Yolun sag tarafinda da evler var. Yol ikiye bölünmü$. Kanalin hemen yanindan giden yol toprak, yürüyü$ ya da ko$u yapmak isteyenler icin. Ortada dizi dizi agaclar ilerliyor ve evlerle agaclarin arasinda kalan bolum de ta$ yol. Bu kismi da bisikletliler ve yine yürüyü$ ya da ko$u yapanlar kullanabiliyor. Dikkat! Sincap cikabilir :)
Buralarda bisiklet kullanimi acayip yaygin. Sadece carsiya pazara gidenler, spor yapanlar degil, isine gidenler de bisikleti cok kullaniyor. Güzel kiyafetli, saclari fönlü, topuklu ayakkabili hanim ablalalar isyerlerine bisikletle gidiyorlar :) Bisikletlerin bahsettigim kanal yanindaki yol haricinde tüm $ehirde kendilerine ait yollari var. Eger yürüdügünüz kaldirimda bisikletler icin özel yol varsa, oraya kesinlikle girmemek yayalarin sorumlulugu.
Uzuuunca bir yürüyü$ten sonra Alster Gölü'ne geliyorum. Muhtesem bir görüntü, masmavi göl ve yemyesil agaclar, cimenler. Cimenlere basilabiliyor burada, ne güzel yaa :)
Ayaklarimin dermani kalmayana kadar yürüyor sonra ayni yolu dönü$te degistirmek suretiyle farkli yollar deneyerek eve dönüyorum.
Dün Altona'da bir türk bakkalindan türk kahvesi almi$tik, bu sabah spordan dönüp du$umu aldiktan sonra Istanbul'dan Almanya'ya geldikten sonraki ilk türk kahvemi ictim. Kurukahveci Mehmet Efendi degildi markasi tabi ki ve de tadi -ne yalan söyleyeyim- igrencti :) Ama yine de cook tatli geldi :)
Daginik biraktigim yatagi topluyorum, ondan sonra gün nasil geciyor anlamiyorum. Cikip dolasiyorum, evde dagittigim seyleri toparliyorum, yiyecek birseyler yapiyorum, kitaplardan almanca cali$maya cali$iyorum (kursa ba$layana kadar) böyle geciyor gün. Güzel ve eglenceli :)
$ansli ya$iyor, cok seviniyorum. Ailemi cok ozledim, evdeki FIRIL ve Mico'yu özledim, arkada$larimi da özledim.
2 yorum:
ooooooooohhhhh,kebap...insanın orda olası gelio walla:)merak etme ablacım fırıl ve miço gayet iyi,yiyip içip sıçıolar bol bol...her şey yolunda...yerinde olmayı isterdim walla,bu ara herkesten sıkıldım,kimsenin beni tanımadıı bi ülkede salaş salaş dolaşmak isterdim...şimdilik bu kadar,çüsss...
ooooooooohhhhh,kebap...insanın orda olası gelio walla:)merak etme ablacım fırıl ve miço gayet iyi,yiyip içip sıçıolar bol bol...her şey yolunda...yerinde olmayı isterdim walla,bu ara herkesten sıkıldım,kimsenin beni tanımadıı bi ülkede salaş salaş dolaşmak isterdim...şimdilik bu kadar,çüsss...
Yorum Gönder