14 Ağustos 2012 Salı

Emperyalist Eşyalar, kahrolsunlar ayol!


Yoğun bir haftaya hatta iki haftaya girdik. Tüm ev boyanacak, ve yerleşimsel olarak da birkaç değişiklik yapacağız. Hafta sonu İkea'dan gradrop ve şifonyer aldık, dün eve getirdiler. Yeni aldığımız gardrop eskisinin 3'de 1'i kadar! Özellikle böyle aldık bir küçük gardrop ve bir de şifonyere sığmak istiyoruz. (Daha doğrusu ben istiyorum keh keh) Eşyaların hakimiyetinden artık çok sıkıldım.

Nevresim takımlarımızı üçe indirdim. Birini serdiğimde birini yıkarım üçüncü de yedekte dursun. Masa örtülerine de aynı işlemi yapacağım birazdan.

Onlarca el havlusu ve birkaçar tane banyo havlumuz var. E bu evde her hafta çamaşır yıkanıyor? Döne aynı birkaç havluyu kullanıyoruz, diğerleri hurçların içini bekliyor gariplerim. 10 küçük el havlusu dursun, gerisi ayrılsın; Özgür ve benim için 2'şer banyo havlusu dursun, gerisi ayrılsın.

Geçenlerde makyaj malzemelerim, kremlerim ve ojelerime girişmiştim. Kendime en çok kullandığım birkaç taneyi ayırmış gerisiyle vedalaşmıştım. Her şey bittikten sonra evi yerleştirirken tekrar seçiçi gözle bakacağım, belki birkaç tanenin daha gözümde süresi dolmuştur, bakalım göreceğim.
 
Takılarımı da (gümüş olmayanları) eledim, bir torba dolusu küpe, kolye, toka, saç bantı, vs. çıktı. Onlar da yeni sahiplerine gitmek üzere kapının önüne çıkarıldılar. Daha sakin bir zamanımda gümüş olanları da kurcalayacağım, oradan elediklerimi de isterlerse kardeşlerim ve arkadaşlarımla paylaşacağım .

Giysileri pazar gününden beri elemeye devam ediyorum, üç gün oldu daha bu sabah bitirdim desem... Ben ki bu konuya dikkat ettiğini zanneden biriyim, nasıl böyle oluyor, dolaplar üstümüze yıkılacak kadar giysiyle doluyor anlamıyorum. Neyse bu da bitti. Bu sefer acımadım, 'belki sonra giyerim', 'belki 3-5 kilo veririm', 'belki bir zaman giyerim' demedim. Bizim buralarda artık kullanmadığınız eşyalarınızı büyükçe torbalara katlayıp koyuyorsunuz ve sonra akşam üzeri binanın kapısının önüne indiriyorsunuz. Hava kararınca bu tür şeyler için dolaşan insanlar var, alıp götürüyorlar. Bence herkes memnun bu sessiz paylaşımdan.

Evin çeşitli yerlerindeki mumluk ve ufak tefek süsleri de  tekrar gözden geçireceğim. Bunlar bende gerçekten standart bir evdekinden çok çok daha az ama yine de var. (Doğum günleri, yılbaşı gibi zamanlarda üzerlerine yenileri ekleniyor. Neyse ki kardeşlerime ve kuzenlerime nazım geçiyor, onlar da alıştılar bana doğum günlerimde kitapçılardan hediye çeki veriyorlar. ) Onların da arasından ayırabileceklerim varsa ayırıp yine çevremde isteyenlerle paylaşırım, kalanların da bazılarını evde kullanır bazılarını bir kutuya koyup terastaki dolaba kaldırırım, arada sırada da yer değişikliği yaparım. 

Mutfağım küçücük olduğundan tencere, tava, tabak, çanak zaten en minimal sayıda. Ve bundan memnunum. Yalnız bardak rafındaki kupa cumhuriyetine de bir el atmam gerekecek. Bir de baharat rafı aldı başını gidiyor, orası temizlenecek.

Kitaplar konusunda kafam çok karışık. 'Benim olsun' diyoruz hep, bende kalsın, kimse almasın, alan geri getirsin. Aslında okumuşsun işte, açıp açıp bir daha okumuyorsun ki çoğunu, boşver, ver gitsin, başkaları da nasiplensin!
Kitaplığımız bir iken iki tane oldu, şimdi sığmayanlar başka bir rafın üzerinde eğreti dizilmiş duruyorlar, hani neredeyse aralarına 5-10 kitap daha katıldığında yeni bir kitaplık almak icap edecek, o derece! Üçüncü bir kitaplığa evde yer yok bu kesin. Ne yapmalı? İçimden bir ses içlerinden en kıymetlilerini ayır, kalanlarını da bir köy kütüphanesine bağışla diyor ama elim varmıyor. Ne acayip! Olsun ben yine de deneyeyim, belki gözden çıkarabileceklerim çıkar.

Cd'ler konusunda daha rahatım, artık dinlemediğim bana ait ne varsa ayıracağım.

Temizliğe bakar mısınız?! :)

Uzun zamandır dinlemediğim cd'leri bir bir takıyor, çalışırken başından sonuna keyifle dinliyorum. Üç gündür çok yoruldum, ve yorulmaya da devam edeceğim ama halimden çok memnunum. Az önce bir arkadaşım aradı ve telefonu ne kadar enerjik açtığımı, sesimin ne güzel geldiğini söyledi. Hem de bunca yorgunluğuma rağmen... Yoksa hafiflemek iyi mi geliyor? Peki bu yazının uzunluğu ne böyle! Haha!


21 yorum:

hindiba dedi ki...

Kahrolsunlar sekerim, müstahak bunlara :))

Momentos dedi ki...

Bu güzel işte.. evde sürekli yaptığım bir eylem :) her seferinde hafifliyorum.. kitap meselesi benim için de anlattığınız gibi :( vermek, paylaşmak aslında güzel bir şey ama niye o konuda cimrileşiyorum (z) çözemedim :)

Evren sağolsun, iyi oldu bu yazıyı okumak.. :) Teşekkürler..

Demet dedi ki...

Evren evet müstahak cidden! :)

Momentos, kitaplar konusunda çıkış yolu bulursak haberleşelim :)

Adsız dedi ki...

merhaba bugünlerde ben de aynı uğraşı içindeyim. hafiflemek super bri duygu.
Kitap konusunu ben çözdüm ve mutluyum. Benim için çok önemli olanalrı ayırdım, gerisini yeni açılan kütüphaneye bağışladım. ve kitaplarımın bir sürü insan tarafından okunmasını diledim.
kitap okuyan insanlar çoğalsın, benim de buna bir katkım olsun:)
sevgiler;yelda

canan dedi ki...

çok gaza geliyorum bunları okuyunca. benim de harekete geçmem lazım.

deeptone dedi ki...

heeey kolay gelsin.
bayılırım eşya elemeye.
haklısın bir dolu zımbırtı yük.
:)
norah jones hey beee.
:)
mimi daa bugün yazdım tebisi yetiştin beeeee.
:)

Adsız dedi ki...

demet merhaba, sen anlattıkça ben rahatladım adeta !!
ben bu işlemlerin bir kısmını ufak tefek geçtiğimiz yıl içinde azar azar yaptım. eledikçe rahatladım hafifledim eşyalarımı.
10 gün sonra evleniyorum ve evime de annemin zorla verdikleri dışınd açok az eşya ile doldurdum.
kitaplar konusunda bir kez yaklaşık 100 tane kitabımı elden çıkararak bir girişimde bulundum ama canım çok yandı.
bu konuda bilemiyorum ne yapsakk ?

Demet dedi ki...

Yelda, kitap konusunda çözümlerimiz benziyor ama ben pratikte kaç kitabı ayırabileceğimi hiç bilmiyorum :) Bakalım göreceğiz!

Canan, hemen geç harekete, yaz rehaveti de kalksın üstümüzden, sonbaharı hafif ve enerjik karşılayalım :)

deeptone, ele ele sen de ele iyi geliyooor :)

Hayat bir Dejavu, şimdilik evine az şey koysan da yıllar içinde gelen doğum günü ve yılbaşı hediyeleriyle inan her yer ıvır zıvır doluyor, bunun çaresi yılda 3-4 kere temizlik yapmak. Böylece içinden çıkılmaz bir hal almadan her şey kontrol altında olur :)

Adsız dedi ki...

haklısın. insanlar tanıdıkça belki de gereksiz ıvır zıvırla dolmaz. dolsa da hediyeleri hediye etmek de makbul olabilir.
en azından evliliğe sade başlamakla bi adım atabileceğimi düşünmüştüm :)

Berceste dedi ki...

Oh be dunya varmis demek geldi icimden :)

Gecen sene tam da bu zamanlarda ayni eylemleri gerceklestirdim ama bu sene gene de biriktiler, ustelik cok birseyler alip duran birisi de degilim. Kiyafet falan hediye de gelmez bana, e nereden cikiyor bunlar anlamiyorum ki!

CD ler konusuna biz soyle bir cozum bulduk. MP3 yaptik hepsini, ozledikce bilgisayardan dinliyoruz. Bir de adina kutu dedigimiz bir media box'imiz var, ona atiyoruz, oradan dinliyoruz. Hatta dvd'deki filmleri bile oradan izler olduk. Useniyoruz, ara bul kutuphaneden, dvd playera koy calistir :P Cok is :) Bizim kutudan iki tus hareketi ile bulup cikartmak daha kolay. Bu gidisle verilecek de bir suru dvd olacak ki, onlara bir servet yatirmisiz zamaninda!!!! Kiyafet almayiz ama kitap ile dvd manyagiyiz anlasildi!

Gumus takilari da birilerine vermek verecek insan aramak yerine bozdurup paraya cevirebilirsin. Ama once fiyat alip ne kadar kaybedecegine bak elbet.

Kolay gelsin...

Demet dedi ki...

Dilek, ben de inanamıyorum sürekli elememe rağmen ve almamak için çabalamama rağmen nasıl oluyor, nasıl doluyor? :)

Cd'leri mp3 yapmayı herhalde özgür hayatta kabul etmez, onun için müzik dinlemek bir ritüel ama media box nedir merak ettim o konuda cahil kalmışım, araştırayım:)

Gümüşler konusunda haklısın, satmayı araştırayım, malesef para da lazım bir şey işte!..

hindiba dedi ki...

Kitaplardan vazgecmek zorumuza gidiyor diyenlere bir öneri: FB'da Beste'nin kurdugu bir kitap degisim paylasim grubu var. Adi gezgin kitaplar. Kitaplar dolap bekleyip durmasin, baska evleri dolassin, herkes kendi yakinindakilerden baslamak üzere (ayni sehir, ayni ülke) kitap paylassin diyor. Herkes paylasmaya hazir oldugu kitaplari listeliyor ya da okumak istedigi kitaplari soruyor. Ben bir kac kitap okudum, degistim bu grup sayesinde. Tavsiye ederim. FB'da olmayanlar da benzer girisimleri kendi internet cevresinde baslatabilir. Maksat kitaplar dolap beklemesin :) Ayni sey müzik ve filmler icin de genisletilebilir ;)

Berceste dedi ki...

Posta parasi ne oluyor Evren? Misal, kalin bir kitap icin, Almanya'dan senden istedigimde, kitabin ucreti kadar posta parasi odenmek zorunda kalinmiyor mu?

En son Amazon'dan kitap getirttigimde sadece posta parasi 40 pound tutup icime oturdu da :)

Demet dedi ki...

Evrenciğim fikir için teşekkürler, ben de bunu dünden beri muhtarlığımızla konuşup mahalle çapında yapmayı düşünüyordum.Postayla göndermek girince içine, Dilek'in dediği gibi gönderi ücreti de dahil oluyor. Sanırım o da ağırlığa göre belirleniyor. Eleyeceğim tüm kitaplar belli olduğunda muhtarımıza gidip oraya bir bölüm ayırması, kapıya da bir not yazmasını rica edeceğim. Böylece mahallemizdeki herkes okuduğu kitapları getirir oraya bırakır, yenilerini okumak isteyenler de seçer ve alır. Bakalım becerebilecek miyim:)

hindiba dedi ki...

Dilek, ulasimin sadece cüzdanimiza vuran maliyet degil, cevresel maliyeti sebebiyle de, bu is mümkün oldugunca kendi mahallemizde, kendi semtimizde, sehrimizde, ülkemizde ... seklinde yapilmali diyoruz ya zaten. Bu yüzden senle ben kitap paylasmasak daha iyi örnegin :) Almanya ve cevresindeki ülkelerde sadece kitap gönderiyorsan ciddi indirimler var. Postaneye zarfi acik götürüp "kitap gönderimi" diye deklare edince farkli fiyat uygulaniyor. Türkiye'de bu uygulamanin olup olmadigini bilmiyorum. Ama olmali. Kitaplara ve okuyanlara azicik torpil :) Kaldi ki bu isin daha da dogrusu yerel kütüphanelerin, sehir-halk kütüphanelerinin yayginlasmasi ve daha aktif kullanilabilmesi. Fakat o Türkiye'de ic kanatan bir yaradir. Is kisisel girisime kaliyor.

Demet, selam eder gözlerinden öperim :D

Demet dedi ki...

Evren yerel kütüphane dedin de şimdi aklıma bambaşka fikirler de geldi. Şu dağınıklığımız bitsin bakalım, muhtar hanımla konuşmamın ucu nerelere varacak. Belki mahallemize bir kütüphane :)

hindiba dedi ki...

O daha da güzel :)

Berceste dedi ki...

Demet, kutuphane olursa eger beni mutlaka haberdar et :)

Evren, onerdigin gruptan yola cikarak belirtmeden duramadim. Turkiye icerisinden birisinin uygulamasi zor, onu vurgulamak istedim. Grup uyelerin dunyanin her yanindan belki ama uygulamasi cok onemli ve bulunmayan kitaplar haric mali acidan zor.

Ayni ulkede ve senin dedigin kosullarda bile olsa Ingiltere'de basimi gecen kitaplari satan bir kitapci vardi mesela o posta ucreti cok dusuk bile olsa aynisina bir suru guzel kitap bulmak mumkun oluyordu. Basimi gecenden neyi kastediyorum... Bir kitap 15. baskisini yapiyor mesela, 5. baskisi komik bir fiyata satiliyordu. Ben bu sekilde pek cok yemek kitabi, hikaye kitabi, elisi kitabi almistim. Kocaman kalin ciltli elisi kitabi, minicik bir dergiden daha ucuzdu dusun :)

Baska formuller ve cozumler uzerinde calismaliyiz :)

Diger yandan daha once de dedigim gibi, sen Almanya'da sanslisin Turkce kitap bulabiliyorsun ama her ulkede bulmak mumkun olmuyor. Okunmasi istenen ozel ve guzel Turkce kitaplar icin belki bir cozum olabilir ama onu da ayni fiyata satan Turk kitapcilar var internette...

Demet dedi ki...

Dilek, mutlaka haberdar ederim :)

Berceste dedi ki...

Facebook kullaniyorsaniz, Bir Dolap Kitap'in kitaplari :)
https://www.facebook.com/media/set/?set=a.329220677125811.71916.134108276637053&type=1

Adsız dedi ki...

:D

Neşeyle okudum postanızı!
Çünkü aylardır evin içinde dönüp durup yaptıklarımızı yazmışsınız!

Biz işe ekmek yapma makinemizle başlamıştık. Tanımadığımız bir grubu ziyarete gittiğimizde hediye götürdük, çok sevindiler.

Bu eve taşınırken yemek masamız kırılmıştı, ama sandalyeler 1 yılı aşkın balkonda durdu. Bir gün tak etti, bulduk bir aile, pasladık hemen. Sonra mikrodalga, 2. gereksiz kettle, narenciye sıkacağı, yemek takımlarını taşıyan anlamsız dolap, içindekilerin bazıları (bardaklar, servisler, vs), bisiklet, televizyon ve hatta pikap, plaklar, kitaplar, cd'ler, kıyafetler, takılar, kalemler, boyalar, çocukluk fotoğrafları, eski mektuplar, karneler, boş ajandalar, ayakkabılar, verdik, veriyoruz.

İnanması güç ama ev hala üstümüze geliyor. Hala "eve misafir gelirse, kalırsa; şu da yedek dursun; şunun anısı var" dediğimiz onlarca eşyayla yaşıyoruz. Bu kadar eşya vermemize rağmen halen bu sıkışıklıkta olmaktan utanıyorum doğrusu.. Ama sadeleşmeye devam ediyoruz işte kendimizce.

Bu arada kitaplarla ilgili hemen adres bırakmak isterim: http://kitapagaci.com

Bu sitede ihtiyacı olan ve vermek isteyenler toslaşıyor. PTT kargo da okullara bağış yaptığınızda kargonun yarısını almıyor. Biz kutuların içine kalem kağıt ve hatta atkı vs de koymuştuk, indirmem demediler. :)

Yeni kitap almadan önce de Zumbara'ya yazıyorum önce. Ödünç ya da okuduktan sonra el değiştirmek için.. Freecycle da eşya paslamak için iyi bir yahoo grubu.

Biz evde interneti kesmeyi de denedik ama başaramadık. bu hafta yeniden bağlattık. Sanırım bizim gibi insanlar kendi arkadaş ortamlarında bile biraz yalnızlaşıyorlar, bloglara sığınmacı oluyorlar.:)Artık takipçinizim sanıyorum ki! :)

Sevgiler,
B.