6 Ağustos 2012 Pazartesi






Ortanca kardeşimin bebeği Ufuk artık iki aylık oldu. Meyve ağaçları ve bitkilerle dolu rengârenk ve apaydınlık bir bahçede, dünyadaki kırkıncı gününü onurlandırdık. Yani kırkını uçurduk. Teyzem yanaklarına 'sakallarının ağardığı günleri görsün' diye dualar ve dileklerle un sürdü. Koynuna, içinde un, şeker, tuz, pirinç, yumurta ve para olan bir kese koydu. Çok sevdiğim bir ritüeldir, buraya da not düşeyim dedim.

Bebek umut demek, güzellik demek, hayatı kucaklamak, kötülere ve kötülüğe meydan okumak demek artık benim için. Dünyanın en büyük, en iddialı, en anlamlı girişimi, kadının en önemli eşiği. Koşulsuz, kayıtsız sevmenin en iyi öğreticisi. Ben bu zamana kadar bunu nasıl görmemişim?.. Nasıl köşe bucak kaçmışım? Aptal kafam, ah aptal kafam!

Umarım zamanında ettiğim o büyük büyük laflarla yukarıyı fazla kızdırmamışımdır. Ağustos duy sesimi! Coştum ben!

4 yorum:

hindiba dedi ki...

Yeni bebekle ilgili ritüllerden biri de ilk kez misafir gittigi evden armagan olarak haslanmis bir yumurta almasiymis. Ben de bilmiyordum, oglumu gezdirmeye cikardigim bir gün (3-4 haftalikti sanirim) aglamaya baslayinca hemen yakinlardaki bir arkadasima ugramistim. Bunu anneme anlatinca o da, "yumurta armaganinizi aldiniz mi?" demisti sakayla karisik. Ben de Macar olan arkadasima "haslanmis yumurtamizi isteriz" demistim. O da bu ilginc ve bilmedigi adete uyup bir sonraki ziyarette bize yumurtayi takdim etmisti :D Ufuk' a saglik ve mutluluk dolu bir ömür dileriz. Müstakbel kuzeni de arayi cok acmasin canim :)

Demet dedi ki...

Ufuk doğduğundan beri yeni bir sürü şey öğrendim, ne güzel aslında, masallardaki gibi. Eskiden öyle yaşıyormuşuz, şimdi bu geleneklerin itibarı yok hiç.
Güzel dileklerin için de teşekkür ederiz Evren teyzesi :)

deeptone dedi ki...

ha haaaaaaa. hadi ağustos hadi.
:)

öp onu benim için.
:)

Demet dedi ki...

:) öpücük manyağı yaparım onu ben!