23 Ekim 2009 Cuma


Önce Rex'le tanışın :) Böyle külhanbeyi gibi oturduğuna bakmayın siz, çok ürkektir benim oğlum, hele bir gök gürlesin, şimşek çaksın kaçacak delik arar. O delik de hep annemin dükkanı olur :)

Hafta sonu annemin yanındaydım. Cumadan kaçtım yanına hafta sonunu onunla geçirdim. Özgür gelemedi işleri çıktı diye ama sonradan düşündüm de iyi ki çıkmış. Çoook uzun zamandır annemle bir hafta sonu geçirmemişiz hiç yalnız kalmamışız meğer :)

Rex her sabah geliyor dükkanın önüne, nevalesini alıp gidiyor. Annemin ev yemekleri yaptığı küçük bir dükkanı var, dolayısıyla hep dişine uygun bir şeyler bulabiliyor Rex :)




Sonra bir de Zilan var. At. Çektiği koca arabanın sahibi kavun/karpuz satıyordu, kışın ne satar bilmiyorum. Böyle sigarası ağzının yanından sarkan, kapkara ama bir o kadar da akça pakça bir adam sahibi.
Zilan o kadar alışmış ki annemin her önünden geçişinde ona sabahtan kalan poğaçalardan ikram etmesine, dükkanın önüne gelir gelmez kendiliğinden duruveriyor sağa çekip :) Poğaçasını afiyetle yiyor, üstüne de bi kova su içip, kendini anneme sevdirip sonra yoluna devam ediyor. Fotoğrafını çekemedim çünkü bu hafta sonu onlara denk gelemedim. Belki başka sefere.

Vee gelelim Fincan Nejat'a.

Fincan Nejat'tan hariç 2 çocuk daha doğurdu anne Prenses. Üçüncüyü doğururken rahmi dışarı fırlamış, kan kaybı vs... Garibim... Annem kaptığı gibi şehre inmiş veterinere götürmüş ama ne çare, yaşatamamışlar. Kalan 3 yavrusunu annem ve saz arkadaşları güzelce el birliğiyle yaşattılar.
Malesef 2 hafta kadar önce simsiyah olanı melek olmuş, dikkatsiz bir şoför daha fazla yaşamasına izin vermemiş. Onunla birlikte aynı anda yola fırlayan 'Yaban' (Fincan Nejat'in hayatta kalan tek kardeşi) son anda tekerleğin altından sıyrılıp kenara atmış kendini. O kadar Yaban ki, değil Fincan Nejat gibi kucağa almak, fotoğrafını bile çekmek mümkün değil.



Annem dedi ki şunlara birer isim koy, aklıma gelmiyor da gelmiyor dedi. Laf aramızda gelmesin zaten öyle acayip isimleri nereden buluyor bilmiyorum. Uzun Ömer, Topal Murat, Kötü Anne, Dudaksız Lale filan hahaha :))

Neyse ben de düşündüm biraz, Yaban olanın ondan başka isim şansı yoktu zaten. Yanına bile yaklaşılmıyor. Uzaktan ismine alıştırmaya çalıştım bütün hafta sonu.
Diğerine de Fincan dedim ilkten. Sonra onunla zaman geçirmeye başladım, baktım, gözler hafif birbirine yakın bakıyor Nejat İşler gibi, hemen Nejat'ı da ekleyiverdim peşine. Bence güzel oldu :)



Annem sardunyalar hazırlamış bana, güller, hanımelleri, kokulu karanfiller... Hepsini getirip terasıma ektim. Gülleri, kokulu karanfil ve hanımellerinin hepsini aynı kocaman saksının içine aralıklarla ektim. Annem öyle dedi. Tutmaları için. Kıskansınlar birbirlerini dedi. İnanamadım :)

5 kilo da çanakkale domatesi getirdim, doğradım doğradım attım dolaba mis gibi koktu ohh.

Geçen hafta sonu böyle geçti yani. Güzeldi...

4 yorum:

heidi dedi ki...

Nasıl güzel bakmış öyle. Öperim o gözleri.

zeynep dedi ki...

Nejat İşler mi? Puhahhah
Koptum...
Çok güzel dostlar edinmiş annen.
Ne şanslı. Onlar da anneni tanıdıkları için şanslılar...

Gonca Duyan dedi ki...

Fincan Nejat çok süper olmuş, gerçi ben annenin koyduğu isimlere de bayıldım:)
Rex'in şimşekten korktuğunu okuyunca aklıma benim oğlan geldi,yavrum o da çok korkuyor gök gürültülü havalarda.Öyle hallere giriyorki "Hadi kaçalım buralardan" der gibi.Fena özlemişim ben onu:(

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

:))))))))))
Demetciğim merhabalar..
ne çok ne çok olmuş sana yazmayalı :(((((
hiç unutmayacağım bu postunu :)))
ne muhteşem isimler..
hayranım bu isim annesine :)
hepsini öpüyorum o şekerleri tek tek
sevgiler canım..