21 Ekim 2008 Salı

Hafta sonumuz cuma gecesi de dahil çok güzel geçti.

Cuma akşamı bir arkadaşımızın aynı gün açılışı olan jazz barına gittik.
23'e kadar kabare izledik. 23'den sonra jazz bar tarafına geçtik. Eve gelip de yatağa girdiğimizde saat 03'dü ve Berlin'e gitmek için uyanmamıza sadece 3 saat kalmıştı.

Neyse 6'da kalkıp çıktık yola. Tren gardan 7:50'de kalktı. 1 saat kadar da trende uyuduk.
9:30 gibi Berlin'e varınca marketten yiyecek bişeyler alıp eve geçtik, yedik, içtik ve sonra yine vurup kafayı uyuduk :)))
1 ya da 1,5 saat daha... Biraz bölük pörcük durumu oldu uykunun ama bundan uyku hariç kime ne :)

Uyanınca günün programlarını yapmaya başladık.

Akşam buluşacağımız arkadaşlarla nerede nasıl bir araya gelelim diye plan yaparken akıllara burası gelmiş. Şu aşağıda fotoğrafını gördüğünüz masanın olduğu mekan.


Şöyle izahat edeyim:
Burası bir çekirdek cafe. Evet evet yanlış okumadınız. Hani İstanbul'da simit sarayı gibi yerler var ya, buna da kuruyemiş sarayı denilebilir.

Söylemeye gerek var mı bilmem ama sahipleri Türk. Koca bir kuruyemişçi dükkanı ve içinde bir dolu masalar var. İstediğiniz kuruyemişi kesekağıdıyla alıyorsunuz, yanına da çayınızı söylüyorsunuz.
Sonra masanıza oturup, kuruyemişlerinizi masaya döküp çatır çutur arkadaşlarınızla yiyorsunuz. (Tabi bu yenen kuruyemiş büyük oranda çekirdek oluyor)
Orada koca bir kesekağıdı dolusu çekirdeği, 2'şer koca fincan çayla toplam 4 kişi hüplettik :)))
Aslında masalara kabuk koymak için boş tabak (çanak desem daha doğru olacak) servisi de var da biz doğal takılalım dedik, masayı mahvettik.

Zaten masalar, yerler, yer gök çekirdek kabuğu, görmelisiniz :)
Çit... çit... çit... çitletme uğultuları sesimizi bastırıyor, bir an etrafıma bakıp duruma yabancılaştığımda çok gülesim geldi, ama sonra bozuntuya vermeden devam ettim ve tadını çıkardım :)))

Oradan kalkınca başka bir arkadaşımızın gece klübüne gittik. Gece yarısına kadar orada vakit geçirip son olarak Berlin'in nadide jazz bar'larından A-Trane'e geçtik. Tıpkı bir önceki gece gibi yine gece 3'lere kadar dışardaydık. Aslında gece çok keyifliydi... Dinlenik ve uykumuzu almış olsaydık orada sabahı sabah ederdik ama göz kapaklarımız ve yorgunluğumuz bizi o kadar idare edebildi.

Kendimizi eve atmamızla yatağa atmamız arasında sanırım ancak saniyeler geçmiştir, atış o atışş :))))

Hooop geldik pazar sabahına, yani öğlenine demek istedim.

Pazar günü de cumartesinin aksine pek sakin geçti, aslında görüşülebilecek başka arkadaşlar da vardı da, sesimizi çıkarmadık hiç öyle yorulmuşuz ki...

Kalkıp bit pazarına gittik. Berlin'dekini gezince Hamburg'unkiler de neymiş dedim içimden, B5'ciğimin dediği kadar varmış. Ama tabi Berlin'deki bit pazarı üzerine nur yağanlardan. Bilmem anlatabildim mi?.. Tamamen duygusal :)))

Bit pazarı gezmesinden sonra biraz daha sokaklarda dolaşıp eve döndük. Günün kalan kısmı dinlenme ve toparlanma ile geçti. Haa ben arada 1-2 saat daha uyudum tabi.

21:15 trenine binip de geri geldik Hamburg'a.
Hatırlar mısınız daha önceki gidişlerimden birinde bir otobüs şöförünün çaktırmadan fotoğrafını çekmiştim hani ;)
Bu sefer de tren garında artist gibi bir polis gördüm ve fotoğrafladım. Yine rahat duramadım yani :)))

Böyle güzel ve renkli geçti haftamızın son iki günü.

Yorgunluğum geçti gibi, ama 2 gündür spor yapasım yooook :) Disiplinimi bozup sabah erken sokağa atmadığım için kendimi ilerleyen vakitlerde hepten imkansız oldu.
Ama hava da öyle gıcık ki, evden dışarı burnumu uzatasım gelmiyor. Evin havasız olduğunu hissettim de az önce camları açtım, o derece yani :))

Aksama esmer pirinçten tel şehriyeli pilav ve bol havuçlu, patatesli barbunya pilaki var. Yerken üzerine bol maydanoz kıyar da serperiz, biraz da limon sıkarız. Yanına da yeşil salata yaptık mı yenmez de yanında yatılır ohh :)

O bahsettiğim hamurlu çorbayı unutmadım, yarın yapacağım ve de becerebilirsem fotoğrafını da çekeceğim elbet.

Saçlarım atağa geçti nasıl bir hızla uzuyorlar anlatamam. Daha 2 hafta önce boyamıştım, ııyyyk! Neyse yine boyarım ne yapalım...

Ne özet ama?! :)

7 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

çekirdek kafe süper fikir.Burada yer fıstıgı var.sadece yer fıstığı ve bira..yerlere atiyorsun fistigi..oyle güzel:)

guzel bir haftasonuymus..Ben beğendim:P

sevgiler

Adsız dedi ki...

ilgincmis kuruyemis cafe! yaratici milletiz gercekten :)))

funda dedi ki...

yoğurtlu çorbayı merak ediyorum. yarın yazmayı unutmaaa :)

Zamandan Sızan dedi ki...

Demet ben çekirdek çitlerken dünyadan kopuyorum konuşmak şurda kalsın bir önceki çitleme hızımdan daha hızlı çitleyebeilirmiyim gibi kendimle yarış haline girerim..iyi dinleyici olurum o dakikalar.. bir de sonunu getiremezsem hiç rahat edemem çekirdeğin..brajeshwari dediği gibi fıstık barları var buradada ama fıstık bir süre sonra insanı bayıyor çok yağlı olduğundan..neyse sevindim iyi günler geçirdiğine..

Isil Simsek dedi ki...

hehehe,çekirdek kafe fikri süpermiş gerçekten.

nilly dedi ki...

Bu cekirdek olayi super. Ben bunu burada anlatirken ogrendimki burdada onun kabuklu fistik versiyonlusu varmis. Eger adresini bulabilirsem senin aldigin keyfi almak icin gitmeyi dusunuyorum :)

B5 dedi ki...

Bulusalim mi bu hafta, ayrintisi ile dinlemek istiyorum : )