26 Temmuz 2008 Cumartesi

fotoğraf: http://www.ntvmsnbc.com/news/453886.asp'den alıntıdır.

Sanata çok değerli katkıları olmuş kişilerin yitip gitmesine çok üzülüyorum. Ve bu ağaçtan her bir yaprak düştügünde yerlerine kimler gelecek acaba diye hüzünlü düşüncelere dalıyorum.
Gecenin bir yarısı oyundan eve dönüp, sabahın 03'üne kadar ertesi günün yemeklerini pişirip, evini toparlayıp sonra uykuya yatan ve yine erken uyanıp kahvaltı hazırlayan ve yine de yakınmayıp 'sahnede ölmek istiyorum' diyen bir oyuncu...

Suna Pekuysal'ın anısına, onun Okan Bayülgen ile yaptığı bir söyleşiyi ve devamında cenaze töreninde oğlu Sait Ali Köknar'ın yaptığı konuşmadan bir parçayı paylaşmak istedim.

Suna Pekuysal söyleşisi

Ve oğlu Sait Ali Köknar'ın cenaze törenindeki konuşmasından bir parca:

“Suna Pekuysal bana bir can verdi. Burada tek oğlu olarak görüyorsunuz. Hayır, ben bir kişi değilim. Ben birçok kişiyim. Seyrettiğim her oyunda, okuduğum her romanda çoğaldım, özgürleştim. Tiyatro bana katil olmanın, aç-tok olmanın, anne olmanın, sevgiliden ayrılmanın ne olduğunu yaşattı. Ben mimarım. 'Tiyatro beni özgürleştirdi' diyorum. Çünkü bana bir insan olarak neler yapabileceğimi, neler olabileceğini, sınırlarımı ve ufkumu tanıttı. Bu yüzden sinema, edebiyat, tiyatro bir çeşni değil, mecburiyettir. İnsana bu sıkıntılı dünyada özgürleşme yolunda bir penceredir. Karşınızda Suna ile Ergun'un biricik oğlu değil, kültür ve edebiyatla büyümüş bir evlat olarak duruyorum. Anam can verdiği karakteri aracılığıyla bana bir değil, binlerce can verdi. Herkese de vermeye devam edecek. O yüzden yaşasın tiyatro, yaşasın Suna Pekuysal, yaşa anacığım!”

Sanatın gücünü bundan daha iyi tanımlayan bir ifadeye rastlamamıştım uzun zamandır. Özellikle buraya koymak istedim sırf bu yüzden... Sıktıysam affola!

5 yorum:

yaban dedi ki...

hiç te bile sıkmadın, çok güzel oldu, suna pekuysal'ı biraz daha tanımış oldum, güzel bir söyleşiymiş, sağolasın.

B5 dedi ki...

Iyi de ettin : ) Ntv'de sanirim son cumlelerini duydugumu animsiyorum.
Ben hala evde Suna Pekuysal gecesi icin film ariyorum bu arada :) Mumkunse siyah beyaz olanlarindan bulacagim.

hindiba dedi ki...

Demet'ciğim,
Suna Pekuysal ile ilgili ayrıca bir yazı geleceğini tahmin ediyor ve merakla bekliyordum o yazıyı. Ben sıkılmadım, tam tersine senin paylaştığın kadarıyla sanatından ve yaşamından kendime dersler çıkardım. Teşekkürler...

nilly dedi ki...

Sende okumasam haberim olmayacakdi. Hemen hemen hergun gazeteye bakmama ragmen bu haberi hic gormemisim. Ah, tabi ya, gundemi mesgul eden o kadar abidik gubidik haber varken arada jaynamis herhalde...

Gazetelerin su ana haber gibi gosterdikleri buyuk punto ve resimlerle olan kisimlarindan bahsediyorum. Altinda devam edenlerde de birsey yok gerci. Internetten topaladiklari goruntuleri haber gibi sunuyorlar ya, hasta oluyorum!

Neyse, bu basli basina bir post konusu...

Suna hanima Allah rahmet eglesin. Yukarida bir melek daha var artik.

Demet dedi ki...

Hassasiyetiniz ne güzel... Böyle insanlarla bir arada olmak ne güzel...